Bildiğim kadarıyla karamehmet ailesi, %13’lük hisse ile yönetim kurulu başkanıydı ve bunu; hisselerinin kontrolünü, çoğunluk hissesine sahip oldukları, birbiri üzerine binen dört farklı şirkete tasarruf hakkı devrederek yapmışlardı..

Kaldı ki, hisselerinden %15-50 arasındaki “bir kısmı” dahi kamu elindeyse, teknik olarak “kamu iştiraki” denilir, yani artık özel şirket değildir. Kamu tabii ki, Kendi hisselerini temsilen de temsilci görevlendirir.

Ben tavan boyası kutusu zannediyordum bunu..

o muhtemelen kalp kırığıdır... ben epey bir zaman istemsizce duyduğum bütün doğum günlerini 26 hazirana olan uzaklığına göre hatırlıyordum. bir iki sene sabredilirse geçer...

tost makinesi sevdası olan varsa yazsın, engel atacağım...

%5’lik kesim, inşallah oranınız % 100 olur.. tabii dört teker hırbolarından da kurtulmak kaydıyla…

Fakat, motosikletlilerin çok dile dolanmasının iki sebebi de şu:
- sokak aralarına girebiliyorlar.. çoluk, çocuk, yaşlı.. herkese risk oluşturuyorlar.
- motosiklet doğası itibariyle çok güvensiz bir araç. 1.5 tonluk araçla çarpsam al başına belayı.. akla karayı seçiyorum araba kullanırken, nereden ne çıkacak, diye.. “bari” şerit arası yapmasalar.. “hiç olmazsa” şeritten gitseler.. sollama yapacağım, solumda motosiklet, vazgeçip şeridime kırayım diyorum, sağımda motosiklet…

Yoksa yol babamın malı değil, herkes şoför, herkes plakalı araç.. şahin de eşit, porsche da.. kamyon da eşit, motosiklet de.. ama bunaldık artık bu motosiklet işinden..

Onun yerine ülkemizi suriye’ye döndürüyorlar.

Salon veya yatak odası..

Dem parti’nin ne talep edeceğini ben buradan biliyor muyum? Evet..

Sen biliyor musun? Evet.

Ahmet mehmet biliyor mu? Evet..

Neyine görüşüyorsun hala? Mecliste grubu var da ondan.. zaten sorun orada… niye var?

Hastaneye düşmemiş kişi beyanı..

Ana babanın dikişlerini acıtmadan alsınlar, ameliyat sonrası sedyeyi sarsmadan ittirsinler diye değil doktorun, değil hemşirenin, hasta bakıcının elinde kendini oyuncak edersin.

Paranın en çok geçip, hiç önemli olmadığı iki yer vardır: biri hastane kapısı, biri mezarlık..

ifadeyi ikiye ayırdığımda şüpheye düştüğüm kısım %50’lik bir bölüm olmuyor.

Ki, trcell idaresi zaten kamu elinde değilse, kamudan maaş alan bir görevlinin özel sektörden de maaş aldığı gibi bir durum ortaya çıkar ki, konu çok başka noktalara gider..

https://www.instagram.com...Vf/?igsh=enMxZWZ3bXBld3J2

Bir hayvan durağa yanaşan otobüsle kaldırımın arasından geçiyor ve tek amacı gecenin köründe evine yetişmek olan masum bir vatandaş ağır yaralanıyor.. aman motosikletli durmasın çünkü vakti kıymetli olan tek vatandaş grubu motosikletlilerdir…

Şerit arası, sağın, solun, önün, arkan, her iki yanın, tam karşın, yaya geçidi veya emniyet şeridi fark etmez.. motosikletli her yerde olabilir..

Tatava yaparsan küfür eder, aynanı kırar, duyar kasar, kendi gibi serserilerle birleşip sana saldırır.. motosikletli her zaman haklıdır..

%5 oranda var olan ve kendini de, seni de, ana babasının halini de düşünen, düzgün motosikletlilere selam olsun.

ikinizi de..

şaka bir yana, benim için değer ifade ediyorsun ve yerli ve millisin.. niye olmayasın...

ağdalık hali geçmiş o fotoğraf.. önce orman memurlarının kerestelik tüyleri tespit edip yıkması lazım...

seyreltme işleminden sonra ne yapılırsa yapılır.. neticede milli servet, israfa gelmez..

bu arada sana laf sallamıyorum bik... alınma huyun da var, malum :)

cenab-ı allah'ın izniyle ikinci bir asrı saadet dönemi yaşayacağımıza dair inancım tam..

vergilerimizle elon musk'tan uzay aracı falan da alabilirsek, 10 seneye kalmaz mars'tan ilk umre kafileleri mekke'i münevvere'ye iniş izni ister inşeallah..

aslında, sevgili kardeşim, seninle polemiğe girmedim..
yani amacım bu değildi.. onun için de, sıralı entry ile diğer başlıkta lafı uzatmadım..

farklı şeyler de düşünüyor olsak, neticede birileri ne seni, ne de beni dinleyerek kanun çıkarmıyor; ki, keşke her bizleri dinleyerek bir şeyler yapıyor olsa... o zaman zaten işler bu hale, ve vatandaş da birbiriyle karşı karşıya gelmemiş olurdu..

velhasıl, ne diye akşam akşam seni üzeyim, sen haklı ol...

iyi geceler..

sevgili kardeşim icardi1905...

bugün devletin ilgili kurumunun başında olsan ve bir yasa çıkaracak olsan, tehlikeli sokak köpeklerini tanımlamak için hangi kriterleri belirlerdin?

önemli olan cüsse mi?

cins dersek, yasaklı cinsler hariç sokak köpeklerinin belli bir cinsi yok...

ama çoğu saldırı köpek -grupları- tarafından yapılıyor ve burada ne ebat, ne cinsin bir önemi de kalmıyor, kolektif hareket ediyorlar..

tut ki, ben bir talimnameyi eline alan bir belediye yöneticisiyim.. altımdaki sınırlı zooloji bilgisine sahip personele nasıl bir talimat vererek bu sorunu insaflı bir biçimde çözmeliyim?

sen sırtlanın ne olduğunu biliyor musun koç, demek istiyorum..

görsel
görsel
sokak köpeklerinin üzerinden nemalanmayı sürdürebilmek için acaba daha ne kadar sefil, aşağılık ve yalancı bir duruma düşecekler; çok merak ediyorum..

80 yaşında bir adama sırtlan"lar" saldırmaz. yavru bir sırtlan yanındaki köpeği de sağlam koymadan, ikisini de halleder zaten... yanındaki köpek sağ salim eve gelebilmişse, sırtlan veya porsuk değildir o..

belli işte, ormana salınan sevgi pıtırcığı köpek sürüsü amcayla yanındakini görünce canları biraz oyun istemiş, korhan amca'nın yanında da bir parça sucuk falan yokmuş, sokak köpeklerine taş falan atmış, onlar da korkup kendilerini savunmak istemişler.. sonuç? doberman canını zorkurtarmış, korhan amca o kadar hızlı davranamamış..

bu arada sırtlanın türkiye'de yaşam alanı, çok ar bir biçimde şanlıurfa civarlarında... batıda olduğuna dair bir habere ben hiç rastlamadım.. utanmasalar, sokak köpeği yoktur, sokak sırtlanı vardır diye diye gece bize şehrin ortasında saldıran şeylerin de sırtlan olduğunu söyleyecekler...

sakın escargot falan yapmayı aklınızdan geçirmeyin, bizimkiler zehirlidir..